Türk bankacılık sektörü, hükümetin uyguladığı ortodoks ekonomi politikaları ve dezenflasyon sürecine yönelik atılan adımlar sayesinde dış finansman alanında önemli bir canlanma yaşıyor. 2024 yılı için borçlanma beklentileri ve sürdürülebilir projelere yönelim artıyor. Bankalar, yurtdışından sendikasyon yöntemiyle yaklaşık 15 milyar dolar borçlanmaya gitti. Uzun vadeli kredilerin artışı, dış ticaretin finansmanına katkı sağlıyor.
Hükümetin uyguladığı ortodoks ekonomi politikaları ve dezenflasyon sürecine yönelik atılan adımlar, dış finansman piyasasında canlanmayı sağladı. Türk bankaları, yurtdışından sendikasyon yöntemiyle yaklaşık 15 milyar dolar borçlanmaya yöneldi. Bu yıl, uzun süreden beri ilk kez vadeler 2 yıla kadar uzadı. Alınan krediler, dış ticaretin finansmanının yanı sıra sürdürülebilir projelerde de kullanılmaya başlandı.
2024 yılında Türk bankaları, 14.9 milyar dolar borçlanmayı hedefliyor. 2023 yılında 12.8 milyar dolar, 2022 yılında ise 11.4 milyar dolar borçlanma gerçekleşti. 2013 yılında sendikasyon kredilerinde 22.4 milyar dolar ile rekor kırılmıştı. Bu yıl, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olmasıyla birlikte enflasyonla mücadele programı başlatıldı.
Türkiye’nin risk primi CDS, yıl içinde en düşük 252 puanlara kadar geriledi. Bu durum, maliyetlerin gerilemesine ve bankaların yurtdışı borçlanma iştahının artmasına neden oldu. 2023 yılının ilk yarısında sendikasyon yenileme oranları yüzde 90 düzeyindeyken, ikinci yarıda bu oran yüzde 130’a kadar yükseldi. 2024 yılında da bu artışın devam etmesi bekleniyor.
Bankacılık sektörü, enflasyonla mücadele kapsamında atılan adımlar ve normalleşmenin sürmesiyle birlikte Türkiye’nin risk primindeki düşüşü olumlu karşılıyor. Yabancı finans kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik raporlarının artması, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not görünümünü olumlu yönde revize etmesiyle birlikte, bankalar bu kanalı kullanmaya devam edecek.
2020 yılında sürdürülebilir projeler için alınan krediler, 2024 itibarıyla daha fazla önem kazanacak. Bankalar, sendikasyon kredilerinden sağladıkları fonları, dış ticaretin finansmanı ve sürdürülebilir projelerin finansmanında kullanmaya başlayacak. 2025 yılında yenilenecek olan bir yıl vadeli kredilerin sektör genelinde sorunsuz bir şekilde yenileneceği öngörülüyor.
Bankacılar, Mehmet Şimşek’in göreve başlamasıyla uygulanan ortodoks politikalardaki döngü devam ederse, Türk bankalarının borçlanmaya devam edeceğini belirtiyor. Yabancı bankalarla ilişkilerin geliştirilmesi, yeni işbirliklerinin kapısını açıyor. 2023 yılında CDS’lerin 700 baz puanların üzerine çıkması, 250’ye düşmesiyle birlikte bankaların dış finansman imkanlarını artırdı.
2023 öncesi, güven ortamının azalmasıyla Avrupalı bankaların Türkiye’den çıkış yaptığı ifade ediliyor. Ancak 2024 yılında Avrupalı bankaların geri dönmeye başladığı gözlemleniyor. Yabancı yatırımcıların gidebileceği çok fazla ülke olmaması, Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkmasına neden oluyor. Bu durum, Türk bankacılık sektörüne duyulan güvenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık, kredi notu artışı ve enflasyondaki düşüşün ivme katabileceğini belirtiyor. Türkiye’nin kredi notu 2 kademe yükseltilmiş ve bu durum yurtdışı finansman imkanlarını olumlu etkilemiştir. Bankaların uzun vadeli borçlanma tutarı, Ekim ayında 31.6 milyar dolar ile son 6 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.