AKP iktidarı, 2002 yılından bu yana sabit gelirli bireylerin maaşlarının eridiğini ve sosyal hayatın sona erdiğini vurguluyor. Emekliler ve asgari ücretliler, geçim sıkıntısı çekmekte. Hukuk ve sağlık alanında da ciddi gerilemeler yaşanmakta.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın verilerine göre, 2002 yılında asgari ücret 184 TL, en düşük SSK emekli aylığı ise 257 TL olarak belirlenmişti. O dönemde emekli aylığı, asgari ücretin 1.39 katıydı. Eğer bu denge korunmuş olsaydı, bugün en düşük SSK emeklisinin aylığı 30 bin 824 TL olacaktı.
2002 yılındaki dengeler göz önüne alındığında, en düşük memur emeklisi 16 bin 532 TL yerine 45 bin 157 TL, kamu işçisi 43 bin 661 TL yerine 121 bin 378 TL, en düşük memur ise 43 bin 726 TL yerine 47 bin 016 TL maaş alıyor olacaktı. Bu durum, sabit gelirli bireylerin yaşam standartlarını doğrudan etkilemekte.
Yeni Türkiye'de hukuk ve sağlık alanlarında yaşanan gerilemeler, toplumun genel refahını olumsuz etkilemekte. Emekliler, işçiler ve memurlar, geçim sıkıntısı çekerken, sağlık hizmetlerine erişim konusunda da zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, bireylerin sosyal hayatını derinden etkilemekte.
Hukuk sistemindeki sorunlar, adaletin sağlanmasını zorlaştırmakta. Eğitim ve sağlık alanındaki gerilemeler, toplumun genel sağlığını ve eğitim seviyesini tehdit etmekte. Yeni Türkiye'de, sabit gelirli bireylerin durumu ve sosyal hizmetlerin kalitesi, ciddi bir endişe kaynağı olmaktadır.
Yeni Türkiye'de sabit gelirli bireylerin durumu, ekonomik dengesizliklerin ve sosyal adaletsizliklerin bir yansıması olarak karşımıza çıkmakta. Emeklilerin, asgari ücretlilerin ve memurların maaşları, enflasyon karşısında erimekte ve yaşam standartları düşmektedir. Bu durum, toplumda huzursuzluk yaratmakta.
Gelecek için umutlar azalmakta. Eğer mevcut ekonomik politikalar değişmezse, sabit gelirli bireylerin durumu daha da kötüleşecektir. Hukuk, sağlık ve eğitim alanlarında yapılacak reformlar, bu sorunların çözümünde kritik bir rol oynamaktadır.