Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmemesi gerektiğini savundu. Arınç, bu konudaki görüşlerini TV100'de Talat Atilla'nın sunduğu Pazar Siyaseti programında dile getirdi. İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi gerektiği düşüncesini 'yanlış' olarak değerlendirdi. Bu durumun, İmamoğlu'na yönelik 'kumpas kuruldu' düşüncesini güçlendirdiğini ifade etti.
Arınç, İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi durumunun, bu görüşü savunanları haksız sayamayacağını belirtti. Bu tür durumların, siyasi arenada adaletin sorgulanmasına neden olduğunu vurguladı. Arınç, 'İmamoğlu'na kumpas kuruldu' düşüncesinin toplumda yaygınlaştığını ifade etti.
Bu açıklamalar, Türkiye'deki siyasi tartışmaların derinleşmesine yol açtı. Arınç, bu tür durumların, siyasi figürlerin itibarını zedeleyebileceğini ve toplumda güvensizlik yaratabileceğini belirtti. Bu bağlamda, İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmemesi gerektiğini savunarak, adaletin önemine dikkat çekti.
İmamoğlu'nun babasının bedduasını duyduğunda yaşadığı şaşkınlığı dile getiren Arınç, bu tür ifadelerin kabul edilemeyeceğini belirtti. 'Böyle bir beddua kabul edilemez' diyen Arınç, yaşlı bir adamın böyle bir ifadede bulunmasını 'yakıştıramadığını' ifade etti. Bu durum, toplumda farklı tepkilere yol açtı.
Arınç, geçmişte benzer durumların yaşandığını hatırlatarak, büyük bir olgunlukla tepki göstermediğini vurguladı. Bu tür ifadelerin, toplumda olumsuz etkilere yol açabileceğini belirtti. Arınç, siyasi liderlerin daha dikkatli olması gerektiğini savundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'cunta' ifadelerine de tepki gösteren Arınç, bu tür sözlerin yanlış olduğunu ifade etti. 'Cumhurbaşkanına ve AK Parti'ye yönelik bu tür suçlamalar asılsızdır' dedi. Arınç, geçmişte cuntaların baskıları altında mücadele ettiklerini hatırlatarak, bu tür ifadelerin sadece söyleyen kişiye zarar vereceğini belirtti.
Bu açıklamalar, Türkiye'deki siyasi tartışmaların daha da alevlenmesine neden oldu. Arınç, sivil idareye karşı direnişin önemine dikkat çekerek, geçmişte yaşanan zorlukları hatırlattı. Bu bağlamda, siyasi söylemlerin dikkatli bir şekilde seçilmesi gerektiğini vurguladı.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna da değinen Arınç, bir büyükşehir belediye başkanının tutuksuz yargılanması gerektiğini savundu. Demirtaş’a yönelik telefonların kendisinin dikkatini çektiğini belirtti. Bu durum, Türkiye'deki yargı sistemine dair tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Arınç, 'Türkiye'nin geldiği nokta, benim de bulunduğum noktadır' diyerek, siyasi ve hukuki süreçlerin önemine vurgu yaptı. Bu açıklamalar, yargı bağımsızlığına dair endişeleri artırdı. Arınç, adaletin sağlanması için tutuksuz yargılanmanın gerekliliğini savundu.
Aort damarındaki yırtılma nedeniyle zor bir ameliyat geçiren TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder için geçmiş olsun dileklerini ileten Arınç, Önder’in devletine olan bağlılığını övdü. Arınç, 'Sırrı Süreyya Önder, milletini çok seven, barış ve huzur isteyen bir insandı' ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, Önder’in siyasi kariyerine dair olumlu bir bakış açısı sundu. Arınç, Önder’in renkli kişiliğini ve toplumda bıraktığı etkiyi vurgulayarak, geçmişteki başarılarını hatırlattı. Bu durum, Türkiye'deki siyasi dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.