Kartalkaya’nın karla kaplı tepelerinde bir otelde uyuyan insanlar, sabaha karşı alevler yükseldiğinde kabusa döndü. 12 katlı ahşap otelde yangın alarmı yoktu. Güvenlik önlemleri yetersizdi. 76 kişi hayatını kaybetti. Bu trajedi, ihmaller zincirinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Her felakette olduğu gibi, sorumsuzluk ve denetimsizlik yine gündemde.
Yangın sırasında insanlar feryat etti: “Burada güvenlik yok!” Bu durum, Türkiye'deki felaketlerin ardından yaşanan sessizliği bir kez daha gözler önüne serdi. Yangın, sadece bir otelin değil, aynı zamanda toplumun vicdanının da yanmasına neden oldu. 76 insanın hayatı, hayalleri ve sevdikleri geride kaldı.
Yangının çıkış nedeni ve otelin çalışma izni sorgulanıyor. “Yangın merdiveni neden yetersizdi?” sorusu gündeme geliyor. Bu tür olaylar, her zaman aynı soruları beraberinde getiriyor. İhmaller zinciri, can kaybının önüne geçilmesini engelliyor. Bu durum, toplumda derin bir üzüntü yaratıyor.
76 canın kaybı, sadece bir sayı değil. Her biri, kendi hikayesine sahipti. Bu trajedi, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu sorgulatıyor. “Kaç canın daha gitmesi gerekiyor ki birileri sorumluluk alsın?” sorusu, toplumun vicdanını sarsıyor.
Yangın sonrası düşünceler, Z kuşağının yönetim anlayışına yöneliyor. Z kuşağı, orta düzey yöneticilikten kaçınıyor. Geleneksel hiyerarşinin geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorlar. “Bu oyunun bir parçası olmayacağız” diyorlar. Orta düzey yöneticilik, hiyerarşik piramidin en sıkışık noktası olarak görülüyor.
Robert Walters’ın araştırmasına göre, Z kuşağının yüzde 69’u orta düzey yöneticiliği yüksek stresli ve düşük ödüllü buluyor. Bu kuşak, kariyerlerini bir basamaklar dizisi olarak değil, kendi hikayelerini yazabilecekleri bir yolculuk olarak görüyor. “Bize bir rol değil, anlamlı bir hayat verin” diyorlar.
Z kuşağı, esneklik ve özerklik istiyor. Çalışma saatleri yerine sonuçların konuşulmasını talep ediyorlar. Mikro yönetimi reddediyorlar ve kendi işlerini kendi yöntemleriyle yapmayı tercih ediyorlar. Bu durum, iş dünyasında köklü değişikliklere yol açıyor.
Yüzde 72’si yöneticilik rolü yerine kişisel gelişim ve beceri birikimine odaklanmak istiyor. Z kuşağı, geleneksel hiyerarşinin yerini alacak yeni bir sistem arayışında. Bu değişim, iş dünyasında büyük bir dönüşümün habercisi olabilir.
Sonuç olarak, Kartalkaya’daki yangın, ihmaller zincirinin sonuçlarını gözler önüne sererken, Z kuşağının yönetim anlayışındaki değişim de dikkat çekiyor. Bu iki olay, toplumun ve iş dünyasının geleceği için önemli dersler içeriyor.