Ramazan ayında sağlıklı bir beslenme ve egzersiz kadar uyku da önceliğimiz olmalı. Kaliteli bir uyku, genel sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. 14 Mart Dünya Uyku Günü’nde belirlenen tema, uykunun sağlık üzerindeki rolünü vurgulamaktadır. Yeterli uyku, vücudun metabolik süreçlerini dengede tutmak için gereklidir.
Sirkadiyen ritim, vücudun biyolojik saatini belirlerken, Ramazan ayında değişen uyku düzeni bu saati etkileyebilir. Oruç tutan bireylerde sahur için uyanma saatlerinin değişmesi, uyku hormonunun salgılanmasında dalgalanmalara yol açabilir. Normalde gece karanlıkta salgılanan melatonin, sahur saatlerinin düzensizleşmesiyle etkilenir.
Bu durum, uykuya dalmayı zorlaştırabilir. Ramazan sahurunun geç saatlerde olması, bazı bireylerin güne doğrudan devam etmesine neden olabilir. Bu nedenle, uyku düzeninin korunması büyük önem taşır.
Journal of Food Science’da yayımlanan bir çalışma, fermente gıdalar ile uyku kalitesi arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Araştırmalar, her gün yoğurt tüketen bireylerin daha az uyku bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Dengesiz bağırsak mikrobiyomu, melatonin üretimini etkileyebilir.
Ramazan sofralarında probiyotik gıdaların yer alması, bağırsak sağlığını destekler. Lif içeriği yüksek mevsim sebze ve meyveler de prebiyotik kapasiteye sahiptir. Filizlendirilmiş fermente bakliyatlar, hem prebiyotik hem de probiyotik desteği sağlar.
Ramazan ayında fiziksel aktivite alışkanlıklarında değişiklikler olabilir. Ancak, kısa süreli fiziksel aktivitelerin bile faydalı olduğu gösterilmiştir. British Journal of Sports Medicine’de yayımlanan bir çalışma, günlük 20-25 dakikalık yürüyüşün kalp hastalığı riskini azalttığını belirtmektedir.
Uyku kalitesi üzerinde de olumlu etkileri vardır. Orta-yoğun fiziksel aktivitelerin artması, daha az yorgun hissetmeyi ve daha kaliteli uyku uyumayı sağlar. İşe giderken merdiven kullanmak veya evde küçük egzersizler yapmak, hareketliliği artırabilir.
Düzenli uyku saatleri, biyolojik saati düzenlemeye yardımcı olur. Ramazan’da sahur düzeni oluştururken, uyku saatlerine dikkat edilmelidir. Normalde uyunan saatten 1.5-2 saat önce uyumak, yeterli uyku almayı sağlar.
Ayrıca, iftar ve sahurda ağır yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Hafif ve protein açısından zengin besinler, sindirimi kolaylaştırır ve uykuya geçişi hızlandırır. Kafein tüketimi de sınırlanmalıdır.
Papatya, melisa ve lavanta çayı, uykuya geçişi kolaylaştıran bitki çaylarıdır. Bu çaylar, stresi azaltarak daha derin bir uyku sağlar. Rezene ve nane çayı ise sindirimi destekler ve mide rahatsızlıklarını önler.
Ramazan ayında bu bitki çaylarının iftar sonrası tüketilmesi önerilmektedir. Uyku ortamının karanlık ve sessiz olması da uyku kalitesini artırır. Rahat bir yatak ve yastık kullanmak, uyku kalitesini olumlu yönde etkiler.
Uyku kalitesini artırmak için triptofan içeren besinlerin tüketimi önemlidir. Süt, yoğurt, hindi ve muz gibi besinler, serotonin ve melatonin üretimini destekler. Bu besinlerin iftar ve sahurda tüketilmesi, uyku düzenini korumaya yardımcı olur.
Ayrıca, melatonin salgılanmasını destekleyen besinler de tüketilmelidir. Salatalık, brokoli ve ceviz gibi gıdalar, uyku kalitesini artırabilir. Bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir.
Magnezyum, sinir sistemini yatıştırarak gevşemeyi destekleyen önemli bir mineraldir. Badem, fındık ve ıspanak gibi magnezyum açısından zengin besinlerin düzenli tüketimi, uyku düzenini olumlu etkiler. Sahur menüsüne veya ara öğünlere eklenmesi önerilmektedir.
Rengârenk beslenme, uyku kalitesi ile ilişkilidir. Akdeniz tipi beslenme, sebze, meyve ve baklagil içermelidir. Bu tür bir beslenme programı, hem iftarda hem sahurda hedeflenmelidir.