Suriye’de Beşşar Esad yönetimini deviren cihatçı terör örgütü Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) öncülüğündeki yeni yönetimin lideri Ahmet eş Şara, ülkede düzenlenecek olası bir seçime ilişkin dün ilk kez açıklamalarda bulundu. Eş Şara, yeni bir anayasa taslağının hazırlanmasının üç yıl, seçimlerin düzenlenmesinin ise dört yıl sürebileceğini belirtti. Ayrıca, meşru bir seçim için kapsamlı bir nüfus sayımının yapılması gerektiğini vurguladı.
Eş Şara, “Suriye geçici hükümet başkanı” sıfatıyla katıldığı yayında, ülkede yeni bir anayasa taslağının hazırlanmasının üç yıl alabileceğini ifade etti. Seçimlerin ise dört yıl içinde düzenlenebileceğini belirtti. Bu süreçte, meşru bir seçim için kapsamlı bir nüfus sayımının yapılması gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar, Suriye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Ayrıca, Suriye’nin terör örgütü PKK saldırıları için “fırlatma rampası” olmasına izin vermeyeceklerini belirten eş Şara, Savunma Bakanlığı’nın “Kürt güçleri” ile işbirliği yapmayı planladığını ifade etti. HTŞ’nin feshinin ise Ulusal Diyalog Konferansı’nda ilan edileceği dile getirildi. Bu durum, Suriye’nin iç dinamiklerini etkileyecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Eş Şara, Rusya’nın Suriye ile ilişkilerini zayıflatacak şekilde ülkeden çıkmasını istemediklerini belirtti. Bu durum, Suriye’nin uluslararası ilişkileri açısından kritik bir öneme sahip. Ayrıca, ABD’de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump’ın, Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağına dair umutlarını dile getirdi. Bu açıklamalar, Suriye’nin gelecekteki uluslararası ilişkileri üzerinde etkili olabilir.
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, eş Şara’nın açıklamalarını değerlendirerek, geçici hükümetin uzun süre kalması durumunda tüm grupların temsil edilmesi gerektiğini ifade etti. Geçici bir anayasa yapılmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Aksi takdirde, Suriye’nin geleceği açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Bağcı, Türkiye’nin eş Şara üzerinde etkisi varsa, Suriye’nin demokratik bir yapıya kavuşması için çaba göstermesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin, Suriye’de demokratik, denetlenebilir kurumlar oluşturulmasına katkı vermesi gerektiğini ifade etti. Bu durum, Suriye’nin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
Bağcı, “Din ile yönetilen bir Suriye’nin işi zor olacak ancak demokratik bir Suriye’nin yaşama şansı daha yüksek” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Suriye’nin gelecekteki yönetim biçimi ve uluslararası ilişkileri açısından önemli bir tartışma başlatabilir. Türkiye’nin bu süreçteki rolü, Suriye’nin demokratikleşme sürecinde belirleyici olabilir.