Asgari ücrete beklentilerin altında gelen yüzde 30'luk zam, birçok vergi kalemine yapılan zamlar ve dahası yaşanırken Suriye'de yaşananlar ve 'İmralı' ziyareti Türkiye gündemini değiştirdi. Ekonomik koşullar, halkın yaşam standartları ve siyasi gelişmeler, Türkiye'de tartışmalara neden olmaktadır. Özellikle asgari ücretteki artış, halkın alım gücünü etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu durum, erken seçim tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, erken seçim için tarih vermiştir. AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ise, 'Erken değil, öne alınmış seçim' ifadesini kullanmıştır. Bu açıklamalar, siyasi arenada farklı görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Yılların deneyimi Sözcü TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal, erken seçim tartışmalarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, ekonomik koşulların ve halkın yaşam standartlarının seçim sonuçları üzerinde belirleyici bir etkisi olacağını ifade etmiştir. Özellikle 2025'in ekonomik zorlukların artacağını belirten Portakal, gelirlerin artmaması ve hayat pahalılığı nedeniyle halkın önceliğinin 'ekonomik sıkıntılara çözüm aramak' olacağını söylemiştir.
Fatih Portakal, Suriye politikası ya da terörle mücadele gibi konuların tek başına seçim kazandırmayacağını düşündüğünü ifade etmiştir. Halkın öncelikli kaygısının Suriye meselesi yerine ekonomik kriz olduğuna işaret eden Portakal, 'Tencere her şeyi döver. İnsanlar önce cebine bakıyor, hayat pahalılığına bakıyor' demiştir.
Portakal, 2013 yılında kazık yemiş bir Kürt seçmenin durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunmuştur. 'Bir de 2013 yılında kazık yemiş bir Kürt seçmen var. Şirin gözlüküp ardından Erdoğan'a oy da vermeyebilir bir kısmı. Bunları kestirmek çok zor. Ama samimi olmak esas' şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Bu durum, seçmenlerin duygusal bağlarının da seçim sonuçlarını etkileyebileceğini göstermektedir.
Portakal, ayrıca, 'Basit ve samimi olun Sayın Erdoğan. Başka bir şey istemiyorum sizden. Basit ve samimi. Olan biteni bize açıklayın. Görelim gözümüzün önünde. Neler oluyor? Bize oyun oynamayın' diyerek, siyasi liderlerden beklentilerini dile getirmiştir. Bu ifadeler, halkın siyasi liderlere olan güveninin sorgulanmasına neden olmaktadır.